12 Mart 2011 Cumartesi

Ölüm dediğin nedir ki gülüm? ^^


Epeydir, epeydir dediğim yaklaşık bir-iki aydır gördüğüm rüyaları çok net hatırlayamıyordum. Karışık kuruşuk saçma sapan bir kaç kareyi anımsıyordum sadece. Çok sinir olduğum bir mevzu bu çünkü rüyalarımı çok severim ve bana çok yardımcı olurlar.

Bu sabah öyle bir rüyadan uyandım ki herhalde "en garip rüyalar top 10'u"mda ilk beşe girer. Her ne kadar bu tarz rüyalar anlatılmaz ya da suya anlatılır diye bilsem de bunu yazmak istedim.

Hayatımın sonunu gördüm rüyamda. Nasıl öleceğimi, yanımda kimlerin olacağını. Yaşayacağım son bir haftayı (zamanını bilmiyorum). Yaptığım telefon konuşmalarından tutun, aldığım eşyalara, üzerimdeki kıyafetlere, buluştuğum insanlara kadar. Bunun ayrıntısını anlatmak istemiyorum çünkü kimseyi bunalıma sokmak istemem durduk yere :) (Ha diyeceksin ki ulan niye yazdın o zaman, taşıyamadım tek başına resmen. Yazmak istedim, çatladım)

Ölüm ölüm diye birçoklarının tırstığı şey aslında o kadar hafifletici, o kadar sakin, o kadar huzur veren bir şey ki, inanamazsınız. Ölüm şekliniz trajik de olsa, sakin de olsa siz o son anları hissetmiyor, ağır çekimde izliyorsunuz. Sonrası mükemmel bir boşluk, dünya hayatıyla açıklayamayacağım bir huzur.

Özet geçiyorum dostlarım, her anınızı doya doya, dolu dolu, mutlu geçirmeye çalışın. Korku, endişe vs gibi duyguları rafa kaldırın. Hayat o kadar kısa ki :)

Sevgilerimle...

-spoiler-
Emniyet kemeri güzel bir şey. Kullanalım, kullandıralım.
-spoiler-

Hiç yorum yok: