En şık gülümsememi çıkarıp kenara koydum az evvel. Bitmişti işi çünkü. Yaşadığım şeylerin atarını ve acısını başkalarından çıkarmamak için takındığım o en şık ve asil gülüş. İçimi ben biliyordum. İçimde neler olduğunu, içimden belki bin tane mektup yazdığımı, satır aralarını. İçim yanıyordu, dışım yaşıyordu.
Böyle anlarda hayatın bir pause tuşu olsun istiyorum. Bazen hakikaten durmak istiyorum. Hazmedene kadar yaşadığımı, biraz zaman istiyorum. Her şey arkasından atlı kovalıyormuş gibi hayatta. Saçma sapan bir hız içinde en azından "hayal kırıklığımı" hazmetmek istiyorum.
Eskisi gibi aynı şarkıyı 256 kere dinleyebilecek zamanım olsun istiyorum. Gülüp geçebilmek istiyorum. Doya doya yazıp rahatlamak istiyorum. Yargılanmayacağımı bilerek dertleşmek, adımın kişiliğimden önde gitmediği bir hayat.
Hayallerden yaptığım yollardan kırıklarını toplayıp dönmek koyuyor en çok.
Bu yazı için ara veriyorum gülümsemeye, gözyaşlarımı toparlayıp koyuyorum kenara.
Şimdi yeniden gülümsüyorum.
İçimden yazdığım belki bin mektuba geri dönüyorum.
İçim yanar,
dışım yaşar.
4 yorum:
Özledimdi ki ben...
Ben de kuzum, çooook...
Çok içten çok senden olmuş.
Sağol canım.
Yorum Gönder