5 Ekim 2008 Pazar

Zamanının ötesinde...

Cahildim, dünyanın rengine kandım...

Hani böyle inci dizer gibi dizmiş ya sözleri şair, aynı öyleyim ben de. Ben belki inci gibi dizemiyorum, kimbilir. Hem o kadar iddialı da değilim.

İzmirdeyim hala. İzmir bir çok kabusumun ortak noktası oldu hep benim. İlk burada tedaviye başladım, hastalığımı burada öğrendim, ilk burada arındım sonra. Burada yandım, burada söndüm.
Az zaman kaldı çarşamba günü kısmetse yollardayım. Şehr i deva'ma doğru seferde olacağım.

Geldim geleli çok yüzüm gülmedi burada ne yalan söyleyeyim. Sizden, yani okuyanlardan saklanmaz zaten, bir zaman sonra takip edenler koyulan virgülün yerinden anlar birşeylerin ters gittiğini, biliyorum. O yüzden saklamıyorum da.

Yarın sabahın körü doktordayım. Bu seferki hafif formalite, kontrolümsü, tahlili bakılınası bir durum. Yine de hastaneleri ve doktorları sevmiyorum. Beni affetsinler mazi çok geniş olunca sevgi de bitiyor :) Yarın sabah nisbeten güzel haberler alacağım onlardan. İçime doğuyor. Aşk düzeltir insanı çünkü. İyileştirir, biliyorum.

Peki neden hüzünlü başladım bu kadar?
Hani eskiden hala var mı bilmem "konu salağı" diye bişey vardı ya :) Kendimi aynı öyle hissediyorum şu an.

Arkadaş
ımı, dostumu sevdim mi öküz gibi seviyorum ben.
Bunu bi kez daha kanırta kanırta anlamış bulunuyorum.
Sonra zaman geçiyor, öyle birşey oluyor ki tuz parça kırılıyor insanın içi.
Ufak ya da büyük ama kırılıyor.
Bu kadar sevmek bu zaman sığmıyor be.
Yanlış yapıyorum.

Bir zaman bir yerde yazmıştım, gayet piknik tip bir insanım.
Stratejik çalışmıyor ulan kafam.
Bodoslama, odunumsu ve gayet net.

Cahildim, Dünyanın Rengine Kandım...
Hakikaten de öyle...
Şu an duygularımı en iyi tarif eden cümle bu.

Sadece içimde bişey çok kırıldı bugün.
Bu kadar sevmek bu zamana sığmıyor işte...öyle.

2 yorum:

beenmaya dedi ki...

sen yazarken o virgülü iki kelimenin arasına koymazsın çünkü istesende koyamazsın ki zaten. ne sen ne de okuyan farketmeden o virgül gelir yüreklerin arasına konur. bundandır işte beklemek, merak etmek, hatta özlemek bazen hiç tanımadığın, yzünü bile görmediğin sadece kelimelerini takip ettiğin birini. gerek var mı diye düşünürsün bazen yüzünü görmeye yada sesini duymaya çünkü okurken işte ilk paragrafta yazdığı şu kelime yüzü zaten dersin kendi kendine, sondan bir önceki ise sesi...

ve sevmek kısmına gelince...sen yine böyle bodoslama, odunumsu ve gayet net sev ve yaşa. zaman sana sığmasın yetmesin sadece sen yada sevgin zamana değil...ve sadece herkes değil zaman bile utanıp kalsın böylesine büyük ve zamansız ve güzel sevebildiğin için..

bazen bıraktığının farkında bile olmadığın bir virgül aniden kalkıp da o yürekten gelir ve bulur seni. hiç ummadığın yerlerden devam eder cümleler ve akıp gider. ve umudum var ki hala birgün bir yerde mutlaka birbirini bulur benzer yürekler...

geçmişler olsun sana ve virgülün biri bende sakın unutma...

betty puf puf dedi ki...

Hayatımda okuyup okuyabileceğim en güzel yorumdu bu sanırım beenmaya. Güzel haberlerle döndüm eve bugün ve bu yorumu da okuyunca vuu uçurtma gibi hissettim kendimi :)
Bir gün bir yerlerde bulur benzerini yürekler demişsin ya, ne kadar doğru. O virgülü oraya koyduğum an anlıyorum, anlayacağını anlıyorum aslında.
Odunken yeşerdim galiba biraz :)
Virgüller karsılıklı ,, :)