17 Haziran 2010 Perşembe

Her şey "yatan" için!

Merhabalar sevgili okuyucu,
Nasılsınız işallah?

Yazının saatinden de anlayabildiğiniz üzere sıkım sıkım sıkılmakta olduğum bir tatildeyim. Bilenler vardır muhakkak ama tekrarında sakınca yok, rahmetli dedem kıdemli albay idi. Biz de bu vesileyle anneannemle askeri kampta tatil yapıyoruz. Buraya kadar şahane elbette ancak sorun şurda ki bana denize girmek olsun, güneş ışığı ve hatta ısısı olsun hepsi yasak. Yaklaşık 4 yazdır klima 19 dereceye sabit oturuyorum evde.

Allah da biliyor ya sıcak kadar rahatsız olduğum başka bir şeycik yok. Ha tabi aşık olduğum yüzme aktivitesini burnumun dibinde deniz varken gerçekleştiremiyor olmak da cabası. İş bu yüzden başkasına şahane bir tatil olabilecek şu an Erdek bana sadece sıkıntı veriyor.

Geceleri nispeten çekilir duruma geliyor sıcaklık, yaklaşık 29-30 dereceye düşüyor. Anneannemlerle sohbet, çay vs geçip gidiyor gece ama gündüzler bitmek bilmiyor. Günde üç öğün yemek ve sürekli yatmaktan tosuncuk gibi oldum, hayır zaten tombalaktım, iyiden iyiye tosun moduna bağladım.

Hayatımın en erken kalktığım günlerini de yaşamaktayım ayrıca. Bu sabah misal 4:20 de uyandım. Saatlerce yatakta dönendim durdum. Burada enteresan bir sistem var ki her yerde tsk wi-fi yok. Aldığınız tsk wi fi paketi ile, yalnızca bir, evet bir cafeden internete girebiliyorsunuz. Gerçi buna da şükür ama motellerde internet olmaması benim için tam bir hezimet ve elbette bir mantıksızlık abidesi.

Can dostlarım kusura bakmasınlar ama hava şartlarından dolayı en çok özlediğim şey şu an klima. Eve dönünce filtresini falan öpeceğim, o derece. 8/

Neyse velhasıl efendim benden haberler bunlar, pazar günü dönüyorum, biletimi aldım. Şafak olmuş camolokko!

Not: Tatsızım bugün biraz, dolayısıyla tatsız bir yazı oldu sanırım. Sabah sabah gönlüm pek kırıldı bir şeylere. Geçer, geçer...

Hiç yorum yok: