10 Nisan 2008 Perşembe

Endoplasmic bettykulum

BU DİLDEN FİRAR EDEN HER SÖZ, YAYDAN ÇIKMIŞ OK GİBİ

Dilimi eğelemem gerektiğini söylemişti birisi. Zannımca doğrduydu da. Sonra zamanla yumuşaklığı oturtmaya başladım kendimde. İçimdeki zindanlarda, klancıbaşı birilerinin gözlerine mil çekiyor olsa da dilimden ballar aktı. Sonra daha çok yaralandığımı farkettim. Gerçekten yumuşak değildim çünkü. Dokunduğu yeri bilmezse dikenlerim batıyordu insanlara...Küçüktüm de daha, önemsemedim.
Bir zaman sonra farkettiğimde içimdeki zehri akıtmam gerektiğini, dehşete kapıldım içimdeki öfkeden. Deldim damarlarımdan birini, simsiyah aktı kanım...
Bu günlerde dilim ve yüreğim parelel gitmekte. Bana nasıl yaklaşırsan öyleyim, adeta bir aynayım klişesinden nefret ediyorum ki kanımca doğru da değil. Önümdeysen önümdesin, arkamdaysan... yakalarım ve biter.
Nereye kadar kandırabilirsin ki...

SÖZLER BAZEN HAZİNE, BAZEN DERMANSIZ BİR DERT TİPİ

Hiçbir zaman anlamadım ve özümseyemedim "ne olursan ol gel" cümlesini. Takdir ettim sadece bunu diyebilen ve en önemlisi de sindiren bünyeyi. Severek sarıldığım hemen herşeyi sıraya dizdim, herkesi sevmeyle olmayacağını anladım sonra.
Çünkü bir düğmesi var insanın ve kedilerin sırt dikilmesi gibi en sevdiğiniz bile bazen o düğmeye basmış olabiliyor.
Sevdiklerimiz bizi tanımalarından mütevellit, söyledikleri sözlerin beynimizde çok farklı kodlar döndürdüğünü bilirler en azından biz bilmelerini umarız. Bildiklerini sanarız.
Biri "tren" deyiverir size, arkada beyinde hayvan gibi bir kod döner.
Beyin kalbe ulaştırır kodu, ağlarsın.
Bunu anlamıyorlarsa ne olursa olsun gelmesin ki...

BUGÜN ÖMÜR YARIM GÜN, SERBEST KALSIN FİKRİM

Sevmiyorum arkadaş...Tanımadığı insana laf sokmaya çalışanı. Tabiri caizse ayar vermeye çalışanı. Böyle zamanlarda canavarlaşmamak istiyorum, kuyruğuna basılmış kedi gibi cavala cavala çizmemek istiyorum orayı burayı. Anlasana kardeşim ben o lafı dörde katlayıp senin götüne helezonik sokacak bir insanım.
Bana ayarla gelme, yorgunum ben! Egomu gıdıklama. İçimdeki zindanla aşık atma. Seni becermem için yalvarma. Sessiz görünüyosam, bulaşma, sataşma!
Bunları aman caka olsun torba dolsun diye söylemiyorum. Hakkaten sinirliyim, dertliyim bu konuda. Bilmediğin mevzuda konuşmasan ne olur? Tanımadığın kişiye o dilini uzatmasan sarmasan ne olur?
Mazluma ayar verme kardeşim, Allah da sana ayar verir! Burası senin ego tahtan değil.
Beni tanımıyorsun, böyle tanımanı da istemem zaar.

AŞK DENEN İLLET ÇORAK ARAZİDE

Aşk ne kolay bir kelime değil mi...
Seviyorum ama şöyle..
Seviyorum ama böyle...
Seni üzmek istemiyorum.
Eğer bu dünyadan öğrendiğim sağlam birkaç şey varsa biri de birine seni üzmek istemiyorum diyorsanız onu kesin üzeceksinizdir. Bari demeyin. Sevgi sözcüklerinin içine "ama" lar döşemeyin. "Rağmen" lerden kaçının.
Aşk "ama " kaldırmaz
Üzmek istemediğinizi üzersiniz böylece...
Sonra o insanın üstüne "ama "larınız kalır, yazık olur...
"Varlık ruhunu terk eder gözün gözümden ayrılınca.."
Diyebiliyosan bunu de, izin kalsın...

BU KAÇINCI ŞİKAYETİM BİLMEM

Velhasıl yine sabahı ettim, artık günler hızlı mı geçiyor ne? Anlamıyorum ne zaman sabah olmuş. Saat 9:11 olmuş bile. Bir guguk daha diyeyim de hatrım kalmasın. Kaç gündür yazamıyordum, nihayet döküldü satırlar.
Bi devrim yapıp aldığımız oksijenle mutlu olalım bugün.
Şeker de yiyebilelim.
Eyvallah...

Hiç yorum yok: